YouTube, Facebook, Twiter, WhatsApp vb. iletişim ortamlarını sunan firma temsilcileri kuruluş olarak bağlı bulundukları ülkenin kanunları ile doğup gelişmektedirler. Ancak; sınır tanımadan uluslararası kullanılabildiklerinden diğer ülkelerin bunlara doğrudan bir yaptırım uygulaması bir takım yasal düzenlemeler yapılmadan çok mümkün değildir.
Siber zorbalık (şiddet, porno vb içerikler ile) konusuna alet edilmesi, bireysel şikâyetler ile başlayan bir tepki ve daha sonra toplumun da aynı fikirde olup daha büyük organizasyonlar ile aynı tepkiyi göstermesi sonucunda hükümetleri hangi düzenlemeleri yapabiliriz arayışına sevk ediyor ve bireysel hak ve özgürlükler ile çelişmeyecek şekilde çok yavaş mesafe alınabiliyor.
Ancak, konu mahremiyet ve casusluk düzeyinde veri ve bilgi hırsızlığına gelince, devletlerin varlıkları için ciddi bir tehdit halini alıyor. Burada hükümetlerin çok daha hızlı bir şekilde önlem alması gerekiyor. Bu günlerde bizim hükümetimizin almaya çalıştığı önlemler bu açıdan önemli ve gereklidir.
Konuyu daha da uzatmadan bir iki örnek ile bitirmek istiyorum.
Söz konusu firmalar, kuruluşlar, ürünlerini siber zorbalık, terörizm ve çocuk istismarı gibi içeriklerden korumak zorundadırlar. Zararlı içeriklerin hızlı bir şekilde kaldırılmasından ve görünürlüğünün engellenmesinden sorumludurlar. Bu yüzden firmalar bu yönde aldıkları önlemleri sürekli olarak bütün dünya kamuoyu ile paylaşırlar.
Örn:
Youtube ve Facebook kendi sitelerinde kendileri için nelerin kabul edilemez olduğunu ve kurallarını paylaşırlar. Ancak bunun için bir takım otomatik içerik denetleyici yazılımlar ile birlikte çok sayıda personel istihdam ederler. Mesela, Google 2019 Temmuz ve Eylül aylarında 8.8 milyon video içeriğini sitelerinden kaldırdıklarını rapor etmişlerdir. Bunların %93 ‘ü otomatik yapılmıştır. Ayrıca 3.3 milyon kanal ve 517 milyon yorum kaldırılmıştır.
Instagram ‘ın da sahibi olan Facebook dünya çapında güvenlik için 35.000 den fazla insan çalıştırdığını beyan ediyor ve bütün istatistiklerini yayınlıyor.
Almanya ‘da NetzDG yasası 2018’in başında yürürlüğe girdi ve ülkede iki milyondan fazla kayıtlı kullanıcısı olan şirketlere bu kanun ile düzenleme getirildi. İçeriklerin kontrolünü yapıp yasa dışı olanları kaldırmakla sorumlu tutuldular. İçeriği paylaşan kişiler 5 milyon €, paylaşım ortamını sağlayan kuruluş 50 milyon € ‘ya kadar para cezası ile cezalandırılabiliyor.
Bu yasa Temmuz 2019 ‘da Facebook ‘a bildirildi ve şirket uluslararası olmasına rağmen Almanya ‘daki platformlardaki paylaşımlardan dolayı 2 milyon € ödemek zorunda kaldı.
Avrupa Birliği özellikle terör konusundaki içerik paylaşımlarına karşı yaptırım kararları aldı ve 1 saat içerisinde silinmezse para cezası uyguluyorlar. Ayrıca Kişisel Verilerin Korunumu Kanunu gereğince verilerin nasıl saklanacağı konusunda da yasal hazırlık yapıp duyurdular. Telif konusunda dahi platformu sorumlu tutacak yasal düzenlemeler getirdiler. AB üye devletler de 2021 ‘e kadar kendi iç hukuklarını bunlara göre düzenlemeleri gerekiyor.
Avustralya aynı şekilde para cezalarını şirketlerin cirosunun %10 ‘u ile sınırlandırırken, yöneticileri için üç yıla kadar hapis cezaları da eklediler.
Yeni Zelanda Facebook ‘tan kendi ülkesi ile ilgili bütün canlı yayınları izleme yetkisi istedi ve benzer yasal düzenlemeler getirildi.
Rusya hükümeti, Kasım ayında duyurduğu bir yasal düzenleme ile acil durumlarda bağlantıları kapatma yetkisi aldı. Ayrıca Rusya’nın 2015 ‘te çıkardığı veri yasası, sosyal medya şirketlerinin Ruslarla ilgili verileri ülke içindeki sunucularda depolamasını gerektiriyor. Bu konuda LinkedIn engellendi ve Facebook ve Twitter buna nasıl uymayı planladıkları konusunda net olmadıkları için cezalandırıldı.
Çin’de Twitter, Google ve WhatsApp gibi siteler engellendi. Onların hizmetleri Weibo, Baidu ve WeChat gibi Çinli sağlayıcılar tarafından verilmektedir. Blokları atlatmak için kullanılan sanal özel ağ erişimleri konusunda başarılı denetim uygulamaları geliştirdiler. Çin’in sosyal medya platformlarını izleyen ve siyasi olarak hassas olduğu düşünülen mesajları görüntüleyen, yüz binlerce siber polisi var.
Hükümetimiz bu konuda en fazla üzerinde hassas durduğu ve vurguladığı, bu firmaların mutlaka Türkiye ‘de muhatap alınacak yetkililerinin olması, yapılacak uyarı ve uygulanacak yaptırımların hızla firmaya bu yetkililer üzerinden iletilmesi ve gereğinin en hızlı şekilde yapılmasıdır.